Kayıtlar

Modern Kölelik Sistemi

  Toplum ve düzenin insanların ortak kararı olduğuna inanan var mı? Gerçekten insanlar ortaklaşa normalin ve anormalin ne olduğuna karar veriyorsa neden normal kavramı hiçbir insana uymuyor? Düzen dediğiniz şeyi belirleyen kimler? İnsanlar arasındaki sınıf ayrımı neden gizli bir kas sistemi düzeniyle devam ediyor? Bugün sizlere bunların hepsini açıklayacağım   Dünyamız insanların doğa dengesini bozarak yarattığı beşeri bir düzenden meydana gelmiştir. Bunun oluşum süreci tarihte saklıdır. Birinci ve İkinci dünya savaşlarının ardından günümüzün beşeri sistemleri kalıplaşmaya başlamış ve ABD'de Wilson'un dönemindeki pazarlama politikalarıyla beraber ilk temelleri atılmıştır. Bu politikalar reklam odaklıdır ve insanların ihtiyaçlarından fazlasına sahip olmasının onları daha iyi hissettireceğini anlatmıştır. Böylece ilk lüks denen kavram ortaya çıkmıştır. Bu kavram gelir düzeyindeki ayrımı gözle görünür kılmıştır. Bu ayrım insanları kutuplaştırmış ve bu kutuplaştırma yöneticilerin i

Hayaller ve Hayatlar

  Bazen çok fazla hayal kurarız. İmkansız yada çok zor dahi olsa vazgeçmeyiz düşüncelerimizden. Hayallerimiz hedeflere dönüşür ve gerçekleşmeyince kırılırlar. Birkaç hayal kırıklığından sonra artık korkar oluruz. Düşünmeye, hayal etmeye hatta kendi zihnimizi keşfetmeye. Halbuki o hayallerin derinlerinde yatar aslında kim olduğumuz. Hayaller içimizde sıkışıp kalmış olan benliğimizin yansımasıdır. Gerçekte kim olduğumuzun benliğimizle uyuşmadığı zamanlar hayaller ve rüyalar artış gösterir. Örneğin yıllarca kabus gören birinin gerçek benliği ile aslında kim olduğu arasında inanılmaz fark vardır. O içimizde sıkışıp kalmış olan benliğimiz bize mesajlar gönderir. Ya çok kızar ve kabus görürüz yada hayatımıza yön vermeye çalışarak kendini ortaya çıkartmaya odaklanır.   Kimi hayaller vardır ki imkansızdır aslında. Belki ruhen insan bile değilizdir. Belki de yanlış yerde ve yanlış zamanda doğmuşuzdur. Aslında bir çok kişi öyle değil mi zaten? Yani kim kendini buraya ait hissediyor ki? Sadece ay

Sıfırlar ve Birler

  Kimileri için hayat sıfırlar ve birlerden ibarettir. Bir şey ya vardır ya yoktur. Bu her anlamda bu şekildedir ve bunlar keskin hatları oluşturur. Fakat fark edemedikleri şey şudur ki 0 ile 1 arasında sonsuz sayı vardır.   İnsanın karmaşık yapısı bakış açısındaki netlik kavramını da değiştirir. Ying ve Yang gibi her karanlığın içinde bir aydınlık ve her aydınlığın içinde bir karanlık vardır. Bu ise hayatı evet yada hayır, doğru yada yanlış, hayal yada gerçek, sıfır yada bir şeklinde algılamamızın önüne geçer. Net olmak karar verme açısından iyidir fakat o doğru kararın yanlışını görebilmek ayrıntılı bir bakış açısı ister. Ailesi, çocukları aç olan bir bireyin iş bulamayıp hırsızlık yapması eylemsel olarak kötü, niyet olarak iyi diye tanımlanabilir. Bunun sistemle alakası fazla olsa da bahsettiğim olay sistemin ötesindedir. Bir kişinin kendine yaptığı iyilik başkalarına kötü yansıyabilir yada durum tam tersi de olabilir. En kötü insan bile iyi olduğunu düşünerek hareket eder. Bu kavra

Kalıplar ve Maskeler

 Kültürü, inancı, bakış açısı, ideolojisi, yaşam tarzı aynı olan pek çok insan vardır. Peki bu insanların karakterini oluşturan yapı taşları aynı diye bu insanlar aynı mıdır?    İnsan kavramını bir önceki yazımda anlatmıştım. Orada aynı zamanda insanın karakterini belirleyen yapı taşlarından bahsetmiştim. Bu yapı taşlarının ardında bir temel kişilik vardır. Bu yapı taşlarının maskelediği temel kişilik yaşam boyu bastırılmış hislere dönüşür.   Temel kişilik her insanda farklıdır ve kendisine özeldir. İnsanların karanlıkta kalan fikirleri, arzuları, istekleri, asıl kişiliğidir. Bunu keşfetmek her insanın kendini tanıması için ilk adımdır ama kesinlikle kolay değildir. Mesela insanın temel kişiliği yaşam tarzına ve savunduğu düşüncelere oldukça ters gelebilir. Temel kişilik keşfedilmeye çalışıldığında oldukça yoğun duygularla hissedilir. Çünkü bu içsel yapı tamamen zorunda olduğunuz hayatı yaşarken iç kısımda bastırılan hislerden oluşur. Bu hisler kendisini ortaya çıkarmak için her şeyi y

İnsan Nedir?

 İyi yada kötü, doğru yada yanlış, karanlık veya aydınlık... Kim karar verir bunlara? İyilik nedir sizce? İyilik insanların tanımıyla insan için iyi olandır. Mesela insanlığın sonu doğa, hayvanlar ve bitkiler açısından iyi olsa da insan bunu kötü olarak tanımlar. Peki ya bu kavramın doğruluğuna inanan var mı? Yani mutlak iyilik yada mutlak kötülük diye bir şey var mıdır? Bu kavramlar insanlar tarafından belirleniyorsa önce insanı tanımak gerekir.  İnsan, özelliği olan aklını doğayı, hayvanları ve onların yaşam alanını yok edip kendi yaşam alanlarını yaratan ve çoğunlukla zarar vermeye odaklı kullanan bir canlı türüdür. Bu canlı türleri birbirlerine bile katlanamazlar. Buna tarih boyunca var olan savaşlardan 80li yılların Türkiye'sine kadar örnek verilebilir. Bugün bile toplumda farklı olandan nefret ederiz ve birbirimizi yeriz. Siyasi kavgalar, din savaşları, mezhep çatışmaları, görüş ve ideoloji savaşları gibi buna çok fazla örnek gösterebiliriz.  İnsanın temeli kendini gerçekleşt